Pandemi Şartlarında Eğitim-Öğretim Faaliyetlerine Dair Tespit ve Öneriler
Uluslararası Ölçme, Değerlendirme Uygulamaları ve Eğitim Sistemimiz

Ali YALÇIN
Genel Başkan
Ferdin, toplumun ve tüm insanlığın gelişimini, mutluluğunu ve refahını artırmak gibi mühim işlevleri olan eğitim, ülkelerin gelişmişlik seviyesinin önemli göstergelerindendir. Eğitim, doğrudan ya da dolaylı etkileriyle ulusal gelirin artmasının, toplumların insani gelişmişlik endeksinde üst sıralara çıkmasının pasaportu niteliğindedir. Bu çerçevede eğitim, eksikliği durumunda geri kalmışlığın nedenlerinden biri, yaygınlaştığı, güçlendiği oranda da az gelişmişlikten çıkışı sağlayacak faktörlerin başında gelir. Eğitim sistemlerinden beklenen, milletlerin en büyük zenginliği olan insan gücü kaynağını yüksek kalitede, yüksek standartlarda, çağın ihtiyaçlarıyla uyumlu olarak yetiştirmek ve toplumların geleceğe güvenle bakmalarını sağlamaktır.
1960’ın ilk yarısından itibaren bir ülkenin eğitim kalitesini ölçmenin alternatif bir aracı olarak uluslararası araştırmalardan yararlanma fikri dünyada genel kabul görmeye başlamıştır. Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu’nun (IEA) 1964’te I. Uluslararası Matematik Çalışması (FIMS) ile başlayan karşılaştırmalı eğitim araştırmalarının son dönemdeki en önemli aktörü ve yürütücüsü Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’dür (OECD). Türkiye’nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı 37 üyeye sahip bu uluslararası örgütün politik hedeflerinden birinin eğitimde kalitenin artırılması olduğu ve uluslararası eğitim araştırmalarını zengin bir veri kaynağı oluşturmak ve uluslararası mukayeselere imkân tanımak amacıyla gerçekleştirdiği ifade edilmektedir.
Bilimsel araştırmalara önem ve ağırlık veriyoruz
Eğitim-Bir-Sen olarak biz de eğitim çalışanlarının hak ve menfaatlerini korumak, mali ve sosyal haklarını geliştirmek için mücadele ederken, bilimsel araştırmalara da gereken önemi ve ağırlığı veriyoruz.
Öğretmenlik mesleğinin bir toplumun sürdürülmesindeki kritik rolü dolayısıyla bir eğitim sistem sisteminde ulusal ile uluslararası olan, geleneksel ile güncel/modern olan, maddi/teknik ile manevi olan arasında bir denge tutturmak son derece hayatidir. Bu nedenle, sendika olarak bir yandan manevi değerlerimize sahip çıkarken, diğer taraftan insanlığın ortak medeniyet mirasına da sahip çıktık, çıkıyoruz. Aynı şekilde hem kültürün aktarılmasını hem de modern/güncel derslerin ve teknolojinin öğretilmesini savunuyoruz. Benzer şekilde, öğrencilere ahlaki ve dinî değerlerin öğretilmesinin çabasını gösterdiğimiz gibi, okulda öğretilen bilgilerin öğrencilerin istihdam edilmesine katkıda bulunacak bilgi ve beceriler olmasını da savunuyoruz.
Eğitim emekçileri olarak bizler, çocuklarımızın kendi geçmişlerinden utanmalarını değil, öz güvenle geçmişlerine sahip çıkmalarını istiyoruz. Bunu yaparken, geçmişe körü körüne bir bağlılığı da savunmuyoruz. Sağlıklı bir nesil için gençlerin kendi değerlerine yabancılaşmaması ve aynı zamanda geçmişe takılıp kalmamaları gerektiğine inanıyoruz. Öğretmenin geleneksel toplumsal saygınlığını koruyup artırmamız için, mesleğimizin gerektirdiği sorumluluğun bilincinde olarak, dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak kendimizi sürekli geliştirmeliyiz.